Osmanlı Dönemi'nin sonlarında inşa edilen Cendere Su Pompa İstasyonu, İstanbul'un günümüze kadar
ulaşan az sayıdaki endüstriyel miras yapılarındandır. Kentin ana su hattı olan Taksim suyu tesislerinin artan ihtiyacı karşılayamaması sebebiyle II.Abdülhamit tarafından 1902 yılında inşa ettirilen yapı, kentin kaynak sularından beslenen ikinci büyük şebekesi olan Hamidiye Su Sistemi'nin bir parçasıdır.
İBB Miras'ın İstanbul'un dört bir yanında yürüttüğü kültürel miras alanlarının korunması ve yeniden kent yaşamına kazandırılması çalışmaları kapsamında ele alınan yapı, çağdaş sanat alanı olarak yeniden işlevlendirilerek 'Cendere Sanat' olarak kapılarını İstanbul'lulara açtı.
Cendere Sanat, disiplinlerarası bir anlayışla günümüz sanatını merkeze alan, sanatın tüm disiplinlerine açık, kapsayıcı bir mekan olarak İstanbul'un enerjisine, kültür ve sanat yaşamına özgün ve etkileyici bir katkı sunmak üzere faaliyetlerine başladı.
Küratörlüğünü Derya Yücel, Ebru Yetişkin, Marcus Graf'ın üstlendiği, Cendere Sanat'ın tarihi dokusundan ilham alınarak oluşturulan ilk sergisi ''Akışın Tanığı.'' Su gibi, sanat da yaşamın kaynağı, canlılığın ve varoluşun temeli, iyileşmenin ve arınmanın aracıdır'' anafikriyle izleyici kendini bilg akışı, hatıraların akışı, zamanın akışı, trafiğin akışı, ticaret akışı, enerji akışı ve sorumluluklarımızın akışında, sanki güçlü bir su akıntısı tarafından taşınıyormuş gibi yüzer gezerken bulabiliyor. Serginin başlığı olan 'Akışın Tanığı' hem güncel sanatın hem de günümüz yaşamının gözden geçirilmesinde bir referans olarak kullanılıyor.
''
Farklı bakış açıları ve çeşitli yaşam akışlarına tanıklık etmenin yollarını öğrenebilir ve unutabilir miyiz?'' ''Aynı anda hem kök salmak hem suyun akışına kapılıp köksüzlüğe yol almak mümkün müdür?''
Pınar Öğrenci : Yaşarken a da öldükten sonra yası tutulamaz olanlar ya da yası tutulmaya değer görülmeyen yaşamlar. (Van ' Kimsesizler mezarlığı, deprem eleri, mülteciler, göçmenler/sorgulanan yaşamlar)
Ah hele o ağaç, Beltur tesisinin hemen yanında kökleri yüzyıllar öncesine dayanan (Doğu Çınarı, 1631'den Osmanlı padişahlarından IV.Murat'a kadar uzanan geçmişiyle) o devasa ağaç. Geniş, güçlü dallarının koruyuculuğunda 18.00'e kadar haftanın her günü huzurlu saatler geçirebilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder