ÖYKÜM (CRONOS, TOPOS, ETHOS)
CRONOS, TOPOS, ETHOS Etrafında tek tük evlerin olduğu, iki tarafı ağaçlarla kaplı orman yolundan geçerek, dağ yoluna doğru hafifçe tırmanıp küçük patikaya çıktılar. İki kanatlı, büyük, ağır kapı önlerinde sessizce açıldı. Şehirden ayrılalı ne kadar oldu farkında değildi Füreya. Cevat yanındayken zamanın nasıl geçtiğini anlamazdı zaten. ‘Hoş geldiniz Cevat Bey’, dedi kapıdaki üniformalı görevli. Başıyla hafifçe selamladı Cevat. Ortasında havuz bulunan aslanlı heykelleri geçtikten sonra Cevat beyaz BMW’ sini köşkün önüne park etti, Füreya’nın terlemiş elini sımsıkı tuttu gözlerinin içine bakarak. Füreya boşta kalan eliyle annesinin özel günlerde takması için kendisine verdiği aile yadigarı inci kolyesiyle oynuyordu. İçeri girip girmemek arasında tereddüt etti. Gözlerini kapatıp güneşli havayı içine çekti. Bir süre öyle kaldı. Güneşli ama tekinsiz hissetti. Sabahları horoz sesleriyle tertemiz havasına uyandığı, içinde yaşadıkları çevreye inat üniversite ...