Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ANNE TARİFİ KALBURABASTI

Resim
Bayram günlerinin o çocuksu coşkusu, büyüdükçe mi, yoksa dünyanın hızla değişimine yetişmeye çalışmaktan mı bilmem, yıllar içerisinde giderek azalmaya başladı. Kadir geceleri, annemle gittiğimiz Küçükyalı camisinde namaz kılmayı bilmeden yanında eğilip kalkmam, boyumun yetmediği sakal-ı şerifi, annemin kucağında o soğuk cam şişeden öpmem, ertesi gün bayram,babamın mutfak alışverişleri, annemin Mehmeeet, çocuklaaar diye hep seslenen heyecanlı sesi, bayram sabahı uyandığımda başucumdaki kırmızı ayakkabı, Egesüs mağazasından alınan yeni elbiseler, sabahın köründe annemin bir gün önceden hazırlayıp o sabah pişirdiği el açması cevizli baklava, yine el açması ıspanaklı kol böreğinin kokusuyla uyanmak, bayram sabahı kahvaltıdan sonra babam mavi arabamızı hazırlar,  kabristan ziyaretlerinden sonra eve dönüş, yeni cicilerimizle akraba ziyaretleri, el öpmeler, harçlıklar. Bayramın ilerleyen günlerinde bazen abim arkadaşlarıyla beni evimizin köşesindeki Köşk sinemasına götürür (hakkını vermek...

MARCEL PROUST / HAZLAR VE GÜNLER

Resim
Uzun zaman önce bir gün kitapçıya girdim, 'Kayıp Zamanın İzinde kitabı var mı?' dedim. 'Hangi cildi?' diye sordu, o zaman öğrendim kendisinin 3000 sayfalık 7 ciltten oluştuğunu ve her birinin sırasıyla okunması gerektiğini.  Madlen kurabiyesi ile çocukluk anılarını hatırlayıp, bu esere ilham almasıydı bildiğim. Üzerinden yıllar geçti, barışmak istedim Proust'la. YKY' nı gezerken Hazlar ve Günler ile göz göze geldim. 157 sayfa, konu Proust olunca o bile çok mu dedim ama aldım. Çok hastalıklı, hep hayatını kaybetme korkusuyla yaşayan adamı merak ediyordum.     ''Zeginler ve yoksullar daima var olacak, dedi yavaşça. Ve en yoksulu en azından 100 bin frank ranta sahip olan bütün davetliler bu gerçekle yüz yüze gelince vicdan azaplarından kurtulup yürekten bir neşeyle son şampanya kadehlerini de devirdiler.''  Kendine çok da ait olmayan yüksek burjuvanın salon hayatındaki karakterler kitabına yansımış. Henüz 20'li yaşlarda kaleme aldığı anlatılarda...

GALERİ BİRZAMANLAR/ GOMİDAS VARTABED

Resim
Surp Vortvots Vorodman kilisesinde Fehmi Karaarslan'ın tek kişilik oyunuyla tanıdım Gomidas Vartabed'i. 19 yy. ikinci yarısında Kütahya'da doğmuş, Osmanlı döneminde yaşamış, çalışmalarını Osmanlı ve Rusya imparatorlukları ile Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yürütmüş Ermeni müzikolog , besteci, derlemeci, koro yöneticisi, din adamı Gomidas'ın son yıllarını geçirdiği akıl hastanesinde hayali köyü ve sürgündeki yolculuklarını muazzam bir performansla sunarken, oyuna Lusavoriç korosu eşlik etmiş, Gomidas'ı yakından araştırmak da bugünlere kalmıştı. 7 nisan son günü olan Vartabed'in hayatını ve müziğini anlatan Kalbim O Viran Evlere Benzer sergisi Galeri Birzamanlar'da görülebilir. Bu sergiden sonra açılacak 'Antakya'nın tarihi' sergsini merakla beklemekteyim.  #gomidas #kalbimoviranevlerebenzer #gomidasvartabed #galeribirzamanlar #deliliğinarkeolojisi #sergi #kitap #koleksiyon #kartpostal #müzik #plak #galeribirzamanlar    

ÖYKÜM (CRONOS, TOPOS, ETHOS)

      CRONOS, TOPOS, ETHOS Etrafında tek tük evlerin olduğu, iki tarafı ağaçlarla kaplı orman yolundan geçerek, dağ yoluna doğru hafifçe tırmanıp küçük patikaya çıktılar. İki kanatlı, büyük, ağır kapı önlerinde sessizce açıldı. Şehirden ayrılalı ne kadar oldu farkında değildi Füreya. Cevat yanındayken zamanın nasıl geçtiğini anlamazdı zaten.   ‘Hoş geldiniz Cevat Bey’, dedi kapıdaki üniformalı görevli. Başıyla hafifçe selamladı Cevat. Ortasında havuz bulunan aslanlı heykelleri geçtikten sonra Cevat beyaz BMW’ sini köşkün önüne park etti, Füreya’nın terlemiş elini sımsıkı tuttu gözlerinin içine bakarak. Füreya boşta kalan eliyle annesinin özel günlerde takması için kendisine verdiği aile yadigarı inci kolyesiyle oynuyordu. İçeri girip girmemek arasında tereddüt etti. Gözlerini kapatıp güneşli havayı içine çekti. Bir süre öyle kaldı. Güneşli ama tekinsiz hissetti. Sabahları horoz sesleriyle tertemiz havasına uyandığı, içinde yaşadıkları çevreye inat üniversite ...

SANAYİ 313

Resim
Soğuk ve yağmurlu bir pazar günüdü. Sessiz, sakin, okumalı yazmalı, görmediğimiz bir yer çekti canımız. Yol nereye götürürse, çıktık. İlk gittiğimiz yer kapalıydı. (Oraya sonra geleceğim) Maslak Oto Sanayi Bölgesi pazar için ilginç olabiliridi. :) İlginçti de. Sanayinin kapısına geldiğimizde demir parmaklıklarla kapalıydı. Yılmadık. Sora sora Mashattan denilen üzerimize gelen koca koca binaların arasından geçerek, arka kapısından çıktık. Oto sanayinin diğer kapısından geçerek bir süre ilerledikten sonra AlFa Romeo servisinin yanında, biraz kaybolmuş simsiyah bir binaya girince o günkü ruh halimize ygun mekanı bulmuştuk.  Uzun boylu bitkiler, güzel müziklerle karşılandık. Değişik mimarisi, tasarım stüdyosu (ahşap,bronz,cam ağırlıklı), mutfağı (online sipariş,catering hizmeti veren), vintage, ender bulunan parçalarla hazırladığı koleksiyonlar oldukça göz alıcı.  Sanayi 313, eski bir oto tamirhanesinden dönüştürülmüş. Pazar tam gün brunch servisi var.  Yerel, sağlıklı malzem...

BAYLAN PASTANESİ

Resim
İstanbul'un en eski pastanelerinden Baylan pastanesine düşüyor iki gündür yolum. İlkinde bir konser sebebiyle Kadıköy'deydim, diğerinde Lento ekibiyle bu mekanda edebiyat sohbetinde bir araya geldik. Yolu Lento'ya düşenlerin bu mekanda olmasından fazlasıyla memnun olmuştum.  Edebiyat demişken, boşuna seçilmemişti elbet burası. Kimlerin yolu düşmemiş, kimbilir ne sohbetler yapılmıştı. Türk edebiyat tarihinde önemli bir yeri vardı Baylan'ın. 1950-60'lı yıllarda pek çok edebiyatçı, şair, ressam, karikatürist, tiyatrocunun mesken tuttuğu buluşma/tartışma yeri olmuştu. Atila İlhan, Oktay Akbal, Haldun Taner, Behçet Necatigil, Ferit Edgü, F.Hüsnü Dağlarca, Cemal Süreyya, Salah Birsel, Peyami Safa, Orhan Kemal gibi sayıları kırkı bulan 'Baylancı müdavimler' edebiyat tarihinde 'Baylacı Akımı' olarak yerini bile almıştı. Böyle olunca bizlere de başka yerde buluşmak yakışmazdı. :) Daha kapısında bile o dönemin kokusunu, ruhunu hissedebiliyordu insan.  Ama beni...

RUMELİ HAN TÜNELİ

Resim
İstiklal caddesinde Ağa caminin yanıbaşında Sultan II.Abdülhamit'in mabeyncisi Ragıp Sarıca Paşa tarafından 1897 yılında inşa ettirilen Rumeli Han'n mimarı hakkında kesin bir bilgi yoktur.   Rebul eczanesi, Galeri Edip, Abdullah Efendi lokantası, üst katları zamanında konut olarak kullanılan 56dairli binanın eski sahiplerinden.  1990 'dan sonra tiyatro, konser salonları,sanatçı atölyeleri, kafelerin açıldığı han 2012'de boşaltılmış. Rumeli Han'ın restore edillmeye başlamasıyla altındaki tünel gün yüzüne çıkmış. Şimdilerde bir taraftan sergilere, defilelere, katolog çekimlerine fırsat verirken, diğer taraftan restorasyon çalışmaları devam etmekte. İstabul her gün beni şaşırtmaya devam ediyor.                                        #rumelihantüneli #gizligeçit #istanbulsençokgüzelsin  

BARIŞ MANÇO EVİ MÜZESİ

Resim
İzmir denince aklıma boyozun, gevreğin tadı, imbatın serinliğinin geleceğini bilirim de Moda denince akla Barış'ın geleceğini de bilmek gerekiyormuş. Severim Moda'yı aklımdan da hep geçerdi Barış'ın müze evi nerede diye. İşte o soğuk cumartesi sabahı karşıma çıkıverdi. Vaktim de vardı randevuma, girmemek olmazdı.                        Arabasının önünden, domates, biber, patlıcan ekili gibi olduğu bahçenin önünden geçerek içeriye girdiğimde sanki daha önceden geldiğim, aile dostlarından birisinin evine gelmişim hissine kapıldım. Hele o balmumu heykeli öyle canlıydı ki bana ' hoşgeldin, gel otur şöyle ' der gibiydi. Soldaki yemek odasının masasında son gece kullandığı arabasının anahtarı, cep telefonu duruyordu hala. Çıkıp gelecekmiş gibi düşündürüyordu insanı. Yüzükler, kemerleri, kostümleri, çizmeleri, ödülleri yerli yerinde.  Doğukan, Batıkan'ın odaları en üst katta, ortada kendi odalarıyla, misafir odası....