kendine rehber

 Farklı mekanlarda, farklı ellerde hazırlanmış bu pastayı çokça denemiş olsam da hiç birinin tadı anneninkinin tadına benzemiyor. O tel süzgeçten dağılan pudra şekerinin beyazlığı, vanilyanın kokusu, pufidik hamuru başkadır Şermin'inkinin. Arkadaş günlerinde kurulan muazzam sofraların ortasından göz kırpar. Hoş, tarif olsa da, onun elinin lezzeti başkaymış, sonradan anladım. Şimdi internet sitelerinden bakarak yaptıklarımız bu defterde olanlardan daha değerli değil. Anne eli değmiş gibisi yok. Annem de lezzetleri de hep özlenecek... ALMAN PASTASI  1 çay bardağı şeker 1 çay bardağı yoğurt 2 yumurta Yarım sana 3 bardak un 1 bekingpowder 1 vanilya KREMASI Yarım kilo süt 3 kaşık un 1 vanilya 125 gr. sana 1 çay bardağı şeker 1 yumurta sarısı (pişirilir, mikserle çırpılır.)

    KUYRUĞUMU NİYE KESTİNİZ ?   Beyaz bir dumanın içindeyim. Gece lambaları beyaz. Ayın ışığı da. Belki güneş doğacak birazdan. Bilmiyorum. Kaldırımlar ıslak. Çıplaklığımın üzerine bir pardesü. Beyaz, düğmesiz, kemersiz. Ayaklarım çıplak. Ortalık sessiz. Caddenin ortasında bir ben. Koşmaya çalışıyorum, kaçmaya hatta, ama kimden ? Arkama bakıp bakıp... ayaklarım güçsüz. ebeee sobee yakalandım düştüm dizlerim top sesleri kanın tadı. Arkamda kimse yok bacaklarım kıpırdamıyor İmdaaat imdaa.. Sesim ? çıkmıyor bağıramıyorum. Islağım, Üşüyorum. Kolum rutubetli yatağımdan düşmüş. Köpeğim boşlukta istemsizce sallanan elimi yalıyor. Köpeğimin burnu ıslak, kuyruğu kesik. Serhat'ı düşünüyorum. Yol arkadaşımı, yoldaşımı. Bunca sene sonra açılan dava dosyasını. Birlikte yaşadığımız kabusları. Acıyla inleyen koridorları. Güneş de doğmamıştır ki daha. Bodrum katının bu küçük penceresinden görünmez güneş. Sahi en son ne zaman gördüm güneşin doğuşunu ? Kalkıyorum. Soğuk terliklerim...

  Çocukken dinlenen masallarda doğan sanat. Gerçek ve kurgu arasındaki seslere teslim oluş. Sert coğrafyada kabullenmişlik. Masalların, hikayelerin iyileştirici gücü. Anlatıcıların da yorumuyla düşsel yolculuğun ilk basamakları. 'Koru onları benliğim, oldukları gibi ve getir ne getirebilirsen.' Masal ve ortaya çıkan sanatla aslında ne olduğumuzu hatırlatma. Unuttuklarımızı. Sözün büyüdüğü bir coğrafyadan çıkıp, dünyanın küçüldüğü zamana el atan Ahmet Güneştekin'in Yedigören'in Alfabesi sergisi Piyalepaşa Polat Tower DG Art Project'teydi.  7 sayısı çok önemli Güneştekin için. 7 'yi hemen hemen tüm üretimlerinde kullanmış. Her eserinde kullandığı 7 ana renk Güneştekin imzası gibi. (Gökkuşağının 7 rengi, 7 kat gök, 7 dev, 7 cüce, 7 kilise, 7 günah, 7 erdem, 7 kızkardeş yıldızı (pleiades), 7 gün... çoğaltmak mümkün. (Ve 2023 rakamlarının toplamı) Ve yine 7 renk gibi her eserinde var olan güneş figürü. İç içe geçmiş ucu açık halkalar, sır küpleri ironiler içermekte. ...

  Merhabalar, Ben Müge. Görmenin, dinlemenin, tadına varmanın, kısacası öğrenmenin sonu olmadığına inananlardanım. Bilmediğim yerleri keşfetmek, sokaklarında kaybolmak, farklı kültürleri tanımak, lezzetlerini tatmak bana her zaman keyif vermiştir. Bunun yanı sıra yaşadığım şehir başta olmak üzere bitmek tükenmek bilmeyen sergiler, konser ve tiyatroları yakalamaya çalışırım. Okuduğum kitaplar, dinlediğim müzikler, yazdığım öyküler bana eşlik eder. Ama en büyük zevkim yolculuğumdaki güzellikleri ailemle, sevdiklerimle paylaşmaktır. İşte bu sebeple yaşamı daha iyi hale getiren etkinlikleri, ilgisi olanlara da katkı sağlayabilir düşüncesiyle bu sayfayı açmayı uygun gördüm. Keyif alırsanız ne mutlu bana. O zaman buyurun, bekleriz efendim...💥