ANNE TARİFİ KALBURABASTI

Bayram günlerinin o çocuksu coşkusu, büyüdükçe mi, yoksa dünyanın hızla değişimine yetişmeye çalışmaktan mı bilmem, yıllar içerisinde giderek azalmaya başladı. Kadir geceleri, annemle gittiğimiz Küçükyalı camisinde namaz kılmayı bilmeden yanında eğilip kalkmam, boyumun yetmediği sakal-ı şerifi, annemin kucağında o soğuk cam şişeden öpmem, ertesi gün bayram,babamın mutfak alışverişleri, annemin Mehmeeet, çocuklaaar diye hep seslenen heyecanlı sesi, bayram sabahı uyandığımda başucumdaki kırmızı ayakkabı, Egesüs mağazasından alınan yeni elbiseler, sabahın köründe annemin bir gün önceden hazırlayıp o sabah pişirdiği el açması cevizli baklava, yine el açması ıspanaklı kol böreğinin kokusuyla uyanmak, bayram sabahı kahvaltıdan sonra babam mavi arabamızı hazırlar, kabristan ziyaretlerinden sonra eve dönüş, yeni cicilerimizle akraba ziyaretleri, el öpmeler, harçlıklar. Bayramın ilerleyen günlerinde bazen abim arkadaşlarıyla beni evimizin köşesindeki Köşk sinemasına götürür (hakkını vermek...